alet etmek Fiil
gülünç düşmek, maskara/kepaze/rezil olmak.
He made a fool of himself in front of everybody = He made
himself look a fool: Elâleme rezil/kepaze oldu.
birini maskaraya çevirmek Fiil
(birini) enayi yerine koymak, budala mevkiine düşürmek, gülünç, düşürmek, rezil/maskara etmek, faka/tongaya
bastırmak, aldatmak, kafese koymak.
They published his letters to her and made a fool of him before the world. The stranger made a fool of trusting old lady and went off with a lot of her money.
budala politikacının biri
deliler cenneti
sırılsıklam budala